26 Aralık 2010 Pazar
2010-2011 Polar Tasarımları
Değerli arkadaşlar bu yıl bastırmayı düşündüğümüz polar tasarımlarını facebook grubumuzun fotoğraf albümüne ekledik. Ençok beğenilen poları bastıracağız. Beğendiğiniz tasarıma yorum yazmanız yeterli olacaktır.
Gösterdiğiniz ilgiye şimdiden teşekkür ederiz.
Unibjk Mku Yön. Kurulu
14 Haziran 2010 Pazartesi
Teşekkürler!!!
Geçtiğimiz hafta içi Türkiye’nin efsane taraftar grubu ç@rşı’nın tüm ülke genelinde yürüttüğü kan bağışı kampanyasının Hatay ayağını biz Hatay Ç@rşı Grubu olarak büyük bir keyifle Antakyamızda gerçekleştirdik. Kızılay işbirliği ile yapılan kan bağışı kampanyası sonunda Kızılay yetkililerinden aldığımız bilgi doğrultusunda nüfus oranlaması yapıldığında katılımın en yüksek olduğu iller arasına girmiş olduğumuzu öğrendik. Bu bizim için gerçekten çok büyük bir onurdu. Kampanya kapsamında bize destek olan başta tüm Kızılay yetkililerine Hatay valiliğine Üniversiteli Beşiktaşlılar Grubuna ,dakikalarca kan bağışı için kuyruk bekleyen Antakya halkına-renk - klüp ayrımı yapmaksızın kanlarını bağışlayarak anlamlı bir toplumsal bilinç örneği sergileyen Hatayspor-Fenerbahçe-Galatasaray ve diğer takım taraftarlarına teşekkürü bir borç biliyoruz. Bu kadar güzel bir etkinlik öncesinde maalesef yaşadığımız sıkıntıları da kamuoyunun takdirine sunmakta fayda görüyoruz. Kızılay yetkililerine faaliyet öncesi yer olarak Antakya büyük parkını gösteren ancak daha sonra organizasyona 1 gün kala organizasyon yerini Vali Göbeği olarak değiştiren belediye yetkilileri maalesef o güne kadar yapılmış bazı emekleri boşa çıkarmıştır. Etkinlik için bastırdığımız 1000 adet reklâm broşürü adeta elimizde patlamıştır. Yer değişikliğini duyuramadığımız bazı bağışçılar ise Büyük Antakya Parkına maalesef sadece sağlık yürüyüşü (!) yapmaya gitmiş oldular. Onların hepsinden kendi adımıza özür diliyoruz. Yaşadığımız asıl üzücü ve düşündürücü olay (BİZ BUNA KISACA REZALET DİYORUZ) ise Kızılay kan bağışı tırın da görevli yetkili bayan arkadaşın Antakya’ya geldiğinde etkinlik için yasal prosedürleri yerine getirmek adına Antakya belediyesine bir bilgilendirme ziyaretinde bulunduğu gün yaşanmıştır. Görüşme esnasında belediyemiz bünyesinde üst kademede çalışan bir yetkili bu toplumsal faaliyetin muhtemelen bilinci içerisinde değil ki Kızılay tırı için yer parası istemiştir. Bu şahıs buna gerekçe olarakta ilimize belirli aralıklarla gelen Beşiktaş-Fenerbahçe-Galatasaray klüplerinin resmi ürünlerini satan mobil satış tırlarını örnek göstermiş ve onlardan yer parası aldıklarını belirterek Kızılay tırından da yer parası isteme cüretini göstermiştir. Kızılay’ın hangi koşullarda kime hizmet ettiğini bilmeyecek kadar cahil olan bu yetkiliye Kızılay kurumunun hiçbir ticari amaç gütmeden tamamen insani amaçla Türkiye vatandaşlarına hizmet ettiğini birilerinin öğretmesini diliyoruz.Gözünü para hırsını bürümüş bu kişi hayatta paradan çok daha önemli şeylerinde olduğunu umarız birgün öğrenir. Konuya tekrar dönersek Kızılay yetkilisi bu durum karşısında yetkilinin odasını terk ederek işlemleri valilik kanalı ile çözmüştür. Yetkili bayanın bu kadar şehir içerisinde böyle bir olayla ilk defa karşılaştığını bizlere söylediği an gerçekten yer yarılsa da içine girsek dediğimiz an olmuştur. Her ortamda Antakya’mızın hoşgörü kardeşlik dostluk kenti olduğunu söyleyen yetkilileri bu konu da bizleri ve kamuoyunu bilgilendirmeye çağırıyoruz. Bilhassa belediye başkanımız Prof. Dr.Sayın Savaş’ın bu konuyla özellikle ilgilenmesi ve gereğini yapmasını temenni ediyoruz. İhtiyaç duyulduğu takdirde Kızılay daki görevli bayanın ve Antakya’mız ile belediyemizi çok harika bir şekilde tanıtan (!) yetkilinin isimlerini de sadece belediye başkanına verebileceğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
Hatay ç@rşı Grubu adına
Eren R. MARAŞLIOĞLU
7 Haziran 2010 Pazartesi
DUYURU!!!
Kan bağışı için KIZILAY'dan saatlik 10 tl talep eden , kızılay bağış toplama tırına yer verme konusunda çeşitli sıkıntılar yaratan sözde hoşgörü-kardeşlik-sevgi kenti BELEDİYESİNE iNAT daha kalabalık
GE-Lİ-YO-RUZ...
KAN BAĞIŞI TIRI BÜYÜK PARKTAN VALİ GÖBEĞİNE ALINMIŞTIR.DUYANLAR DUYMAYANLARA İLETSİN ARKADAŞLAR
5 Haziran 2010 Cumartesi
30 Mayıs 2010 Pazar
ÇARŞI KANSİZLIGA KARŞI
19 Nisan 2010 Pazartesi
Teşekkürler MKÜ
UNIBJK Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında Mustafa Kemal Üniversitesi ziraat fakültesi merkez kantinde satışı gerçekleştirilen LÖSEV Vakfı ürünlerinden 1.230 TL gelir elde edilmiştir. Satışlardan elde edilen gelir LÖSEV Vakfı hesabına yatırılmış olup,dekontu gerekli yerlere faxla iletilmiştir.
Maddi-manevi destek olan ;
çArşı HATAY Grubuna
Eren Raif MARAŞLIOĞLU'na
Türker ÖZKAYA'ya
Makara Cafenin sahibi Ahmet BAKTIAYA'ya
ve tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.
5 Nisan 2010 Pazartesi
MKUNIBJK-UNIBJK & LÖSEV SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ
"Bir hayat düşünün… Beyaz önlüklü, boynunda stetoskop takmış bir kişinin dudakları arasında yıkılıyor… Düşünün bu iki dudak arasında yıkılan hayat sizin gözbebeğiniz… Kardeşten öte saydığınız arkadaşınız… O kişinin bunu sizden sakladığını düşünün, sırf siz üzülmeyin diye… Sırf sizin gözyaşlarınız dökülmesin diye belki de yıkılmanın eşiğine gelmiş hayatını size anlatmadığını düşünün… Hayatın bir anda nasıl ne kadarda anlamsızlaşabileceğini ve aynı anda bir o kadar da anlamlı hale gelebileceğini düşünün… Gözbebeğinizin gözlerinizin önünde eridiğini, o güzelim saçlarının döküldüğünü, hayata artık daha az gülümseyebildiğini sadece birkaç saniye aklınıza getirin… O kişi birinin annesi, babası, kardeşi, sevgilisi, arkadaşı ya da çocuğu… Ve düşünün o kişi sizin de yakınınız olabilirdi… Ve artık düşünmeyin harekete geçin… Herkesin maddi veya manevi desteğine ihtiyacı olan bu insanlara yardım elini uzatalım hep birlikte… "
Lösemili çocuklarımızın annelerinin el emeklerinden oluşan ıspanak ürünlerini stantlarımızda satıp,gelirin tamamını LÖSEV vakfına yollayacağız.
Renk ayrımı olmadan hepinizi destek için stantlarımıza bekliyoruz..!
STAND GÜNLERİ : 6-7-8 NİSAN
STAND YERİ : ZİRAAT FAKÜLTESİ MERKEZ KANTİN
3 Mart 2010 Çarşamba
Nice yıllara Beşiktaş'ım
Doğum Günün Kutlu Olsun Canım BEŞİKTAŞIM..
Maneviyatın maddiyattan daha önemli
bir kavram olduğunu
hatırlattığın için..
Siyah-Beyaz'ın
bir yaşam hikayesi
olduğunu gösterdiğin için..
Bu hikayede
bizlere de yer açtığın için..
Kötü günde
tutkuyla nasıl sevileceğini
öğrettiğin için..
Çocukluk hayallerimizi
her daim
cebimizde taşıyabilme fırsatı verdiğin için..
Umut,sevgi,beraberlik,
isyan,tutku,hüzün,
sevinç,aşk;
bunların tümünün
karşılığı olduğun için..
Başımızı önümüze
eğdirmediğin için..
Dünyanın en güzel semtinde
bizleri kucakladığın için..
Beleştepe'de
bizlere hüzünlü bir aşk hikayesini
yaşattığın için..
Halkın Takımı Olduğun İçin...
Gönlüm KAPALI
senden başkasına
diyebildiğimiz için..
Bir umudumuzu
sende taşıdığımız için..
Kanatlarını açıp,
göklere süzülmeni
hayranlıkla izlediğimiz için..
Her Şeyimiz Olduğun İçin...
Kalbimizin en orta yerinde ,
alevler içinde
büyük bir yangın yarattığın için..
Uğrunda can verecek kadar
sevenlerin olduğu için..
SONBARİKATIN adı olduğun için...
Her birimizin
hayat hikayesinde
başrolde oynadığın için..
Her şeyden öte
BEŞİKTAŞ
olduğun için..
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN CANIM
----------BEŞİKTAŞIM----------
18 Şubat 2010 Perşembe
Deplasman yolculuğu
13 şubat sabahı her şey çok güzel başlamıştı. Toplanma zamana yaklaştıkça tatlı bir heyecan başlıyor hafiften besteleri mırıldanıyorsun. Herkes geldikten sonra Haydi Bismillah deyip biniyorsun arabaya. Deplasman yolculuğu başlıyor. Heyecandan olsa gerek bi an bile susmuyorsun besteler havada uçuşuyor, 14 şubata göndermeler yapılıyor ve o güne özel besteler söyleniyor;
Sevgilimle kavga ettim bak geldim yanındayım
Herkes manitasıyla bense deplasmandayım
Elimde yarım şişe bira hayata isyanlardayım
14 Şubatı çıkaranın ................
Antep'e yaklaştıkça heyecan doruk noktasına geliyor.Besteleri daha bir heyecanla söylüyoruz.Stada geldikten sonra diğer üniversitelerden gelen arkadaşlarımızı görünce başka bir sevinç kaplıyor bedenimizi. Muhabbet başlıyoruz; ne zaman cıktınız yola, yolculuk nasıl geçti vs. derken tribüne girip pankart asma telaşı başlıyor. Pankartı astıktan sonra tribündeki yerinimi alıyoruz.
Ve maç başlıyor. Maçın başlamasıyla birlikte tribünde bestelere başlıyor. 10.dk da gelen gol soğuk Antep akşamında içimizi buz tutturuyor ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Bu gol belki takımı canlandırır diyoruz içimizden ama nafile sanki sahadaki Beşiktaşımız değil de başka bir takım. İlk yarı su gibi akıp geçiyor. İkinci yarıya daha bir umutla bakıyoruz, oyuncu değişikleriyle takım eski havasına bürünür buradan galibiyetle döneceğimizin düşünüyoruz. İkinci yarının 10. dakikasında yenilen 2. gol ile umutlarımız suya düşüyor canımız yanıyor. Tribünde sessizlik hakim herkes isyanlarda. Dakikalar eriyor bir gol diyoruz "bir gol". Atabilirsek ikinci golü de atarız diyoruz ama olmuyor maalesef. İşkence gibi bir maç bitiyor.
Haykırıyorsun "Sevinmek için Sevmedik Ulan!" diyorsun.
Diğer üniversitelerden gelen arkadaşlarımızla vedalaştıktan sonra, başka bir deplasmanda görüşmek üzere deyip çıkıyoruz yola.
Eğlenceli başlayan ama sonu hüzünlü biten dönüş yolculuğu başlıyor. Kimsenin ağzını bıçak açmıyor, yorgunluk ve mağlubiyetten kaynaklanan sessizlik...
3 saatlik yol geçmiyor, sanki biri dalga geçercesine yelkovan ile akrebi tutuyor yerinden oynatmıyor.
Camdan dışarıyı seyrediyorsun ama nafile hüzün kaplamış her yerini. Alışık değiliz bu duruma ilk kez bir deplasmandan yenik ayrılıyoruz bünyemiz kaldırmıyor kabullenemiyoruz. Kabullenmediğimizden olsa gerek hayata isyan etmenin doruğundayız.
Sevgilimle kavga ettim bak geldim yanındayım
Herkes manitasıyla bense deplasmandayım
Elimde yarım şişe bira hayata isyanlardayım
14 Şubatı çıkaranın ................
Antep'e yaklaştıkça heyecan doruk noktasına geliyor.Besteleri daha bir heyecanla söylüyoruz.Stada geldikten sonra diğer üniversitelerden gelen arkadaşlarımızı görünce başka bir sevinç kaplıyor bedenimizi. Muhabbet başlıyoruz; ne zaman cıktınız yola, yolculuk nasıl geçti vs. derken tribüne girip pankart asma telaşı başlıyor. Pankartı astıktan sonra tribündeki yerinimi alıyoruz.
Ve maç başlıyor. Maçın başlamasıyla birlikte tribünde bestelere başlıyor. 10.dk da gelen gol soğuk Antep akşamında içimizi buz tutturuyor ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Bu gol belki takımı canlandırır diyoruz içimizden ama nafile sanki sahadaki Beşiktaşımız değil de başka bir takım. İlk yarı su gibi akıp geçiyor. İkinci yarıya daha bir umutla bakıyoruz, oyuncu değişikleriyle takım eski havasına bürünür buradan galibiyetle döneceğimizin düşünüyoruz. İkinci yarının 10. dakikasında yenilen 2. gol ile umutlarımız suya düşüyor canımız yanıyor. Tribünde sessizlik hakim herkes isyanlarda. Dakikalar eriyor bir gol diyoruz "bir gol". Atabilirsek ikinci golü de atarız diyoruz ama olmuyor maalesef. İşkence gibi bir maç bitiyor.
Haykırıyorsun "Sevinmek için Sevmedik Ulan!" diyorsun.
Diğer üniversitelerden gelen arkadaşlarımızla vedalaştıktan sonra, başka bir deplasmanda görüşmek üzere deyip çıkıyoruz yola.
Eğlenceli başlayan ama sonu hüzünlü biten dönüş yolculuğu başlıyor. Kimsenin ağzını bıçak açmıyor, yorgunluk ve mağlubiyetten kaynaklanan sessizlik...
3 saatlik yol geçmiyor, sanki biri dalga geçercesine yelkovan ile akrebi tutuyor yerinden oynatmıyor.
Camdan dışarıyı seyrediyorsun ama nafile hüzün kaplamış her yerini. Alışık değiliz bu duruma ilk kez bir deplasmandan yenik ayrılıyoruz bünyemiz kaldırmıyor kabullenemiyoruz. Kabullenmediğimizden olsa gerek hayata isyan etmenin doruğundayız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)